8 Eylül 2018

Yeni Mezun ve İş Arayanlara Tavsiyelerim

Çevremde iş arayan arkadaşlarım, tanıdıklarım var. Arkadaşlarımla kendi iş arama tecrübelerimi, nasıl iş başvurusu yapabileceklerini ve bu süreci nasıl değerlendirebileceklerine dair zaman zaman konuşuyoruz fakat bunları bir metin haline getirmenin başkaları açısından da faydalı olacağını düşündüm.
Bu yazı kurumsal bir şirkette veya startuplarda çalışmak isteyenlere yönelik tavsiyeler içerir. Fakat 2.5 seneye yakın kurumsal bir şirkette çalışan biri olarak farklı iş yapış biçimlerini görmeniz adına şiddetle tavsiye ettiğim üç kaynak var: Birincisi benim de bir süredir araştırma konusunda Oğuzhan ve Muhammed’e destek verdiğim Sosyal Podcast, ikincisi; benim düşünme biçimimi oldukça etkileyen, yakın çevreme yalvarırcasına dinlemelerini tavsiye ettiğim Bir Yaşam Felsefesi Olarak: Girişimcilik podcasti, üçüncüsü ise 80000hours.org sitesinde bulacağınız anlamlı bir kariyer için okunmasının elzem olduğunu düşündüğüm 80,000 hours kitabı. Bu kaynakların özellikle yeni mezunların birkaç ay geçtikten sonra okul hayatlarının bittiğini farketmeleri ve hayat amacını sorgulamaya başladıkları anda kendilerine oldukça yardımcı olacağını düşünüyorum :) Yeni mezun değilseniz ve iş aramıyorsanız da bahsettiğim bu kaynakları takip etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.


1. Nasıl İş Başvurusu Yapmalıyım
· CV hazırlamayla başlıyoruz tabi ki. Bu konuda özellikle belirtebileceğim şey; kariyer.net, yenibiris.com gibi sitelerden oluşturduğunuz özgeçmiş dışında kendi hazırladığınız bir CV’nizin olması gerektiği. Kişilere direkt ilettiğiniz maillerde sitelerden indirdiğiniz CV’leri göndermeniz hoş olmaz.
Farklı deneyimlere ve yeteneklere sahip birinin CV’sini okuyan işveren için de kişinin hangi alanla ilgilendiğini, nasıl bir işte çalışmak istediğini belirten bir ön yazı yazması süreci çok daha kolaylaştıracak ve hızlandıracaktır. Ön yazı mevzusunu atlamayın.
· İş başvuru sürecinde kaldıraç etkisi gösteren en önemli faktör networkünüzdür. Bunu hunharca kullanın:). Bu konuda anlaşmamız gereken iki nokta var: Birincisi; tanıdıklarınızdan iş istemek ya da bunun için yardım istemek utanılacak bir durum değildir, bunun gururunu yapmayın. Diğer bir husus ise işverenin her zaman “güvenilir eleman” kaygısı vardır bunu unutmayın. İş yerlerinde personel ihtiyacı olduğu zaman yönetici önce kendi personelinden gerekli nitelikleri sağlayan güvenilir isimler ister. Birilerinin size referans olması sizin güvenilir olduğunuzu göstermek içindir. Bunu torpille bir tutmayın.
· Networkünüzü kullanmak dışında ne yapabilirsiniz? Öncelikle kariyer.net gibi siteleri kullananlar bilir, buralardan çok az dönüş olur. Çünkü bu başvurular firmalar tarafından az sıklıkla kontrol edilir ve çoğu kez binlerce başvuru arasında CV’niz kaybolur. Bu yüzden firmalara direkt ulaşmaya çalışın. Bunun için ben kendimce bir yöntem geliştirmiştim bunu siz de deneyebilirsiniz:
Aradığınız pozisyon için iş ilanlarına kariyer.netten veya diğer mecralardan bakın. Kendinize uygun olduğunu düşündüğünüz ilana, o ilana uygun bir ön yazı ekleyerek site içerisinde başvurun. İlandaki tüm maddelerin yüzde yüzünün size uygun olmasını beklemeyin, özellikle tecrübe yılı konusunda. En kötü ihtimalle size olumsuz dönüş yaparlar.
İkinci adım olarak ilanına başvurduğunuz firmanın insan kaynakları uzmanını google’dan aratın, çoğunlukla linkedin linkleri çıkacak karşınıza. Bunlara tek tek girin ve profil incelemesi yapın. Bu firmanın insan kaynakları uzmanlarından birini bulduğunuzda o kişinin adını soyadını bir yere kaydedin. Mail adresi linkedinde yazıyorsa o maile, yazmıyorsa adı.soyadı@firmaadi.com.tr adresine mail gövdesine ilana uygun bir ön yazı ekleyerek CV’nizi atın. Şirketlerde mail adresleri genelde bu şekildedir, doğru değilse mail size geri döner en kötü ihtimalle. Mail adresinin sonunda “tr” olup olmadığını anlamak için şirketin kendi sitesine girebilirsiniz.
Ben bu işlemi açık pozisyonu olmayan şirketler için de yaptım ve hiç tahmin etmediğim yerlerden dönüş alıp mülakatlara gittim. Bunu denemenizi tavsiye ederim. Linkedinden de direkt iletişime geçebilirsiniz fakat ben bunun mail kadar etkili olabileceğini düşünmüyorum.
· İş başvurularınızı yapmak için günlük veya haftalık özel zaman dilimleri ayırmanızı tavsiye ederim. Sadece araştırmak ya da sadece başvuru yapmak diye ayırabilirsiniz bunları.
· 3–5 başvuru yapıp beklemeye almayın. Ya da birinden mülakata çağrıldığınızda o işe kabul edileceğim gözüyle bakmayın. Bir işe kabul edilene kadar iş başvurusu yapmaya devam edin. Bu madde önemli, çok iyi geçtiğini düşündüğünüz mülakatlarınız olumsuz sonuçlanabilir ve bu olumsuz dönüşü 1 ay sonra alabilirsiniz. Bu süre boyunca hiçbir şey yapmazsanız iş fırsatlarını kaçırabilirsiniz.
· Tam olarak sizin istediğiniz pozisyonla ilgili olmayan ilanlara da başvurun. Bunun faydası mülakat deneyimi olacaktır. Girdiğiniz ilk mülakatta kem küm ederken diğerlerinde kendinizi çok daha rahat hissettiğinizi farkedeceksiniz. Mülakatlarınız kötü geçse dahi buna aldırış etmeyin, nasıl yapmanız ya da yapmamanız gerektiğini öğrenirsiniz. Başvurularınıza devam edin.
· Yaptığınız iş başvurularına dair bilgileri bir yere kaydetmenizi tavsiye ederim. Ben bunun için Evernote’u kullanıyordum, deneyebilirsiniz. Burada başvurduğum ilanın linkini ve ekran görüntüsü (link içeriği her zaman kalmayabiliyor), gönderdiğim CV, yazdığım ön yazı, gittiğim mülakatların detayları (kimlerle görüştüm, ne sordular, nasıl cevap verdim) gibi hususları kaydediyordum. Bunu yapmanız size yaptığınız onlarca başvuruda firmaya hangi kanaldan hangi CV ve ön yazıyla başvurduğunuzu, kiminle nasıl bir görüşme yaptığınızı hatırlamanızı sağlayacak ve 3 ay sonra size dönüş olduğunda daha sağlıklı bir görüşme gerçekleştirebileceksiniz.
2. Mülakatta Ne Yapmalıyım
· Mülakata çağrıldığınızda şirketi çok iyi araştırın. Sitelerinde yazan her bilgiyi okumuş olun, organizasyon şemasını mümkünse ezberleyin. “Organizasyon şemamızı inceledin mi, (evet), kendini nerde konumlandırıyorsun” sorusunu aldım ben misal. Burada maksat biraz daha “dersine çalışmış mısın”ı görmek oluyor aslında.
· CV’nize çalışın. Daha önce çalıştığınız projelerde neler yapmıştınız, hangi araçları kullanmıştınız detay bilgileri hatırlamaya çalışın. CV’nize yazdığınız her kelimeden haberiniz olsun.
· Mülakatlarda başvurduğunuz pozisyona uygun olan deneyiminize odaklanın daha çok. Bu bitirdiğiniz bölüme alakalı olmayan herhangi bir şey, bir hobiniz olsa dahi. “Proje sırasında neyde başarılı/başarısız olduğunuzu düşündünüz” tarzı sorulara hazırlıklı olun.
· Ve evet 5 sene sonra kendini nerde görüyorsun sorusunu soruyorlar. Kendinizi nerde konumlandırdığınıza ve ne yapmak istediğinize dair bilginiz olsun. Yoksa da bu soruya verebilecek net bir cevap bulun kendinize.
3. Beklerken Ne Yapmalıyım
· Hayatınız işten ibaret değil, olmamalı da hiçbir zaman. Yaptığınız sosyal faaliyetleri, hobilerinizi devam ettirin. Kurumsal bir şirkette veya startupta çalışmak zorunda değilsiniz, alternatif yolların olduğunu unutmayın. Hobinizden para kazanabileceğiniz ya da bildiklerinizi ekonomik bir değere dönüştürebileceğiniz gibi mesela. Konunun daha netleşmesi için yazının başında verdiğim kaynaklardan yararlanabilirsiniz.
· İlgilendiğiniz konuyla ilgili Türkçe ve yabancı kaynakları araştırın, sektörde neler oluyor bitiyor takip edin. Bu alanla ilgili etkinliklerde ismini gördüğünüz kişileri linkedinden, twitterdan takip edin, iletişime geçin, izleyebileceğiniz yollar konusunda onlara danışın.
· Mezun olduğunuz bölümle ilgili işlere gireceksiniz diye bir kaide yok, tek bir alana kendinizi şartlamayın. Bambaşka bir alanda çok seveceğiniz işler de yapabilirsiniz.
· İş bulma mevzusu birçok değişkeni olan bir denklem. Bir anda çözüledebilir, çözülmesi uzun zaman da alabilir. “1 ay içerisinde iş bulacağım, iş bulmalıyım kesinlikle” psikolojisinde olmamanızı tavsiye ederim. Bunu ekonomik olarak geçim derdi olmayanlar için söylüyorum tabi ki. Bu dertte olanlar ise iş bulma sürecinde aradıkları alanla ilgisiz olsa dahi bir işe hemen girsinler, beklemesinler.
· İş veya sosyal hayatımda edindiğim deneyimlerde en çok kurduğum cümleler “iyi ki x kişisiyle tanışmışım” şeklinde başlıyor. Çünkü o bitmeyen x kişileri sayesinde kendi başıma araştırıp bulamayacağım kadar çeşitli sayıda deneyimler kazanıyorum. Güzel insanlarla tanışabileceğiniz ortamlara girin. Bu süre içerisinde networkünüzü geliştirmeye çalışın. Bu hem sıkıntılı dönemi daha rahat geçirmenizi sağlayacak hem de belki de hiç tahmin edemeyeceğiniz kapılar açacak.
· Öğrenmeye, kendinizi geliştirmeye devam edin. Oturduğunuz yerden dünyanın en prestijli üniversitelerinden dersler alabilirsiniz. İstanbul’da yaşıyorsanız İSMEK yüzlerce farklı branşta ücretsiz kurs veriyor. Hobiler edinmek, ya da alanınızda uzmanlaşmak ve aynı zamanda yeni yüzler görmek sizi zinde tutacaktır. Hem de “mezun olduğundan bu zamana kadar geçen sürede ne yaptın” sorusuna elle tutulur bir cevap verebilmiş olacaksınız.
· Görünür olun. Bu ne demek? Bildiklerinizi ya da henüz öğrendiklerinizi internette bir platformda paylaşın mutlaka. Bunu blog yazmak, video çekmek ya da podcast kaydetmek gibi yollarla yapabilirsiniz. Bu sizin istediğiniz alanda gerçekten istekli ve disiplinli olduğunuzu gösterecek, sizi alanınızla ilgili yeni insanlarla tanıştıracak ve kendi kendinize öğrenmenizi pekiştirecektir. Tabi bunlara içerik üretmiş olmanın hazzını da ekleyelim. Sırf yazdığınız blog sayesinde işe girdikten sonra bile iş teklifi alabilirsiniz. İnternet çağında bu tarz fırsatları kaçırmamak gerektiğini düşünüyorum.
· İngilizceyle ilgili bir sorununuz varsa odak noktanızı büyük ölçüde buraya kaydırın. Benim İstanbul’da yaşayanlara kendilerini özellikle speaking anlamında geliştirebilecekleri iki tavsiye mekanım var: İstanbul&i ve International Training Institute
· Son tavsiyem; pesimist insanlardan uzak durun.
Benim aklıma gelen öneriler bunlar. Yeni tecrübeler edindikçe bu yazıyı güncellerim. Sizler de ekleme yapabilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkür ederim :)
Share:

0 yorum:

Yorum Gönder

Pages

Blog Archive